Antimalaryal İlaçlar

Antimalaryal ilaçlar, sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlardır . Sıtma, belirli tek hücrelilerle enfekte olmuş bir anofel sivrisineklerinin ısırığının neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Sıtmayı önlemenin en iyi yolu, endemik bir bölgeye girmeden önce profilaktik olarak sıtma ilaçları almaktır.

Antimalaryal ilaçlar, parazitin yaşam döngüsünün farklı aşamalarına karşı eylemlerine göre sınıflandırılır. Bazı antimalaryal ajanlar, sıtmanın akut atağında daha etkilidir ve genellikle dirençten kaçınmak için birden fazla ajan aynı anda kullanılacaktır. Bazı antimalaryal ajanlar, profilaktik ajan olarak kullanılırlar. Bunlar, konukçuya girdiğinde paraziti öldürürler.

Antimalaryal İlaç İsimleri

Antimalaryal ilaçlar etki mekanizmalarına ve kimayasal yapılarına göre çeşitli gruplara ayrılır.

Kinin ve kinin türevleri

Kinin ve kinin türevi ilaçlar sıtma tedavisinde geçmişten günümüze etkin bir şekilde kullanılan ilaç grubudur. Kinin alkaloid gibi davranarak etki eder. Kinin, daha yeni nesil sıtma ilaçlarıyla kıyaslandığında daha az etkili ve toksik etkileri daha yüksektir. Özellikle nörotoksik etkileriyle, nörolojik yan etkileriyle ön plana çıkmaktadır.

Kinin, sıtmanın akut ve profilaktik tedavisinde kullanılabilir. Dünya Sağlık Örgütü, 10mg/kg veya parazitin ilaç direncine bağlı olarak 20mg/kg kinin kullanım dozu önermektedir.

Kinimax ve kinidin , sıtmanın tedavisinde veya önlenmesinde kininle ilgili en yaygın kullanılan iki alkaloiddir. Quinimax, dört alkaloidin (kinin, kinidin, cinchoine ve cinchonidine) bir kombinasyonudur. Bu kombinasyonun, dört kınakına türevi arasındaki sinerjik bir etkiye bağlı olarak kinininden daha etkili olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Kinidin, kininin doğrudan bir türevidir. Bir distereoizomerdir, dolayısıyla ana bileşiğe benzer anti-sıtma özelliklerine sahiptir. Kinidin, yalnızca ciddi sıtma vakalarının tedavisi için önerilir.

Klorokin

Klorokin , yakın zamana kadar en yaygın kullanılan sıtma ilacıydı. Çoğu tedavi yönteminin türetildiği orijinal prototiptir. Ayrıca, mevcut tüm ilaçlar arasında en ucuz, en iyi test edilmiş ve en güvenli olanıdır. İlaca dirençli parazitik suşların ortaya çıkması, etkinliğini hızla azaltmaktadır; ancak yine de Sahra-altı Afrika ülkelerinin çoğunda ilk seçenek ilaçtır. Etkili kullanımını yaygınlaştırmak için diğer antimalaryal ilaçlarla birlikte kullanılması önerilmektedir. Klorokin fosfata (nivakin olarak da adlandırılır) dayalı popüler ilaçlar, Klorokin FNA, Resochin ve Dawaquin’dir.

Klorokin, karmaşık ve hala belirsiz bir etki mekanizmasına sahip bir 4-aminokinolon bileşiğidir. Alkali yapısı nedeniyle iç pH’ı yükselten parazit vakuollerinde yüksek konsantrasyonlara ulaştığına inanılmaktadır. Harekete geçebileceği diğer potansiyel mekanizmalar arasında parazitik nükleik asitlerin biyosentezine müdahale etmesi yer alır. Bulunan en önemli aktivite seviyesi, şizontların (klorokin dirençli P. falciparum ve P. vivax suşları hariç ) ve P. vivax , P. malariae , P. ovale’nin gametositlerinin yanı sıra tüm şizon türlerine karşıdır. Klorokin ayrıca P. vivax’ı tedavi etmek için kullanıldığında önemli bir antipiretik ve antiinflamatuar etkiye sahiptir.

Çocuklar ve yetişkinler, üç gün boyunca verilen kg başına 25 mg klorokin almalıdır. Klorokin, yalnızca P. vivax ve hassas P. falciparum suşlarından etkilenen bölgelerde profilaktik bir ilaç olarak önerilmektedir . Klorokin, sıtmanın tedavisinde uzun yıllardır kullanılmaktadır. Hamilelikte kullanımı çok güvenli kabul edilir. Bununla birlikte, yan etki olarak tahammül edilemeyen düzeyde kaşıntı olabilir ve Klorokinin, sedef hastalığını şiddetlendiren bir faktör olabilir.

Hidroksiklorokin

Hidroksiklorokin , 1950’lerde mevcut Klorokin’e bir hidroksi grubu eklenerek elde edildi ve bu da Hidroksiklorin’i Klorokin’den daha tolere edilebilir hale getirdi. Hidroksiklorokin piyasada Plaquenil markası altında satılmaktadır. Hidroksiklorokin sıtma tedavisine ilave olarak, romatoid artrit, lupus ve porfirya kutanea tarda tedavisinde kullanılır. Genellikle hidroksiklorokin sülfat formunda ağızdan alınır. Yaygın yan etkiler arasında kusma , baş ağrısı , görme değişiklikleri ve kas güçsüzlüğü sayılabilir. 

Amodiakin

Amodiakuin , yapı ve etki mekanizması bakımından klorokin’e benzer bir 4-aminokinolon sıtma ilacıdır. Amodiakuin, klorokin direnci olan bölgelerde uygulanma eğilimindeyken, bazı hastalar klorokin’e göre daha az kaşıntıya neden olmasından dolayı tercih etmektedir. Amodiaquine artık artesunate ile kombine bir formülasyonda mevcuttur. İlaç, klorokin uygulamasında kullanılana benzer bir yöntemle üç gün boyunca 25 mg / kg ile 35 mg / kg arasındaki dozlarda verilmelidir. Olumsuz reaksiyonlar genellikle ciddiyet ve tip açısından klorokin tedavisinde görülenlere benzerdir.

Pirimetamin

Pirimetamin, karmaşık olmayan sıtmanın tedavisinde kullanılır. Sülfadoksin ile kombine edildiğinde klorokin dirençli P. falciparum suşlarında özellikle faydalıdır. Parazitte dihidrofolat redüktazı inhibe ederek etki eder. Böylece pürinlerin ve pirimidinlerin biyosentezini önler, DNA replikasyonu, hücre bölünmesi ve üreme süreçlerini durdurur. Öncelikle eritrositik evrede şizonlara etki eder ve günümüzde sadece bir sülfonamid ile birlikte kullanılır .

Proguanil

Proguanil (kloroguanid) bir biguaniddir. Pirimidinin sentetik bir türevidir. Birçok etki mekanizmasına sahiptir, ancak esas olarak aktif metabolit olan sikloguanile dönüşüm aracılığıyla gerçekleşir . Bu, sıtma dihidrofolat redüktaz enzimini inhibe eder. En belirgin etkisi P. falciparum, P. vivax ve P. ovale’nin birincil doku evreleri üzerindedir . Hipnozoitlere karşı bilinen bir etkisi olmadığından nüksün önlenmesinde kullanılmamaktadır. Zayıf bir kan şizontik aktivitesine sahiptir ve akut enfeksiyon tedavisi için önerilmez. Ancak profilakside faydalıdır. Günlük önerilen doz 3 mg / kg’dır (bu nedenle yaklaşık yetişkin dozu 200 mg’dır). İlaçların farmakokinetik profili, günde iki kez yarım dozun plazma seviyelerini daha yüksek bir tutarlılıkla koruduğunu ve böylece daha yüksek bir koruma seviyesi sağladığını gösterir . Proguanil-klorokin kombinasyonu, dirençli P. falciparum suşlarına karşı etkili koruma sağlamaz . Proguanilin çok az yan etkisi vardır, hafif saç dökülmesi ve ağız ülseri profilaktik kullanımın ardından ara sıra rapor edilir. Proguanil hidroklorür, Paludrine markasıyla pazarlanmaktadır.

Sülfonamidler

Sülfadoksin ve sülfametoksipiridazin , sıtma parazitlerinin tetrahidrofolat sentez yolundaki dihidropteroat sentetaz enziminin spesifik inhibitörleridir . Bunlar, p- aminobenzoik asidin (PABA) yapısal analoglarıdır ve dihidrofolik aside dönüşümünü engellemek için PABA ile rekabet ederler. Sülfonamidler, eritrositik (aseksüel) döngünün şizont aşamalarına etki eder. Sülfonamidler tek başına uygulandığında sıtmanın tedavisinde etkili değildir, ancak en yaygın olarak sabit doz sülfadoksin-pirimetamin ( Fansidar ) olarak antifolat pirimetamin ile birlikte uygulama, hassas sıtma suşlarını iyileştirmek için yeterli sinerjistik etkiler üretir .

Nadir fakat yaşanan ciddi cilt reaksiyonları nedeniyle sülfonamidler kemoprofilaksi için önerilmemektedir. Bununla birlikte, hastalığın klinik dönemlerinde sıklıkla kullanılmaktadır.

Meflokin

Meflokin , Vietnam Savaşı sırasında Amerikan birliklerini çoklu ilaca dirençli P. falciparum’a karşı korumak için geliştirildi. Kimyasal kinin türevidir. Uzun yarı ömürlü , çok güçlü bir kan şizontididir. Parazitik gıda vakuollerine zarar veren toksik heme kompleksleri oluşturarak hareket ettiği düşünülmektedir. Mefloquine, profilakside ve akut tedavide etkilidir. P. vivaxP. ovale ve P. marlariae’ye karşı etkili olmasına rağmen , artık yalnızca dirençli P. falciparum suşlarının  (genellikle Artesunate ile birlikte ) önlenmesi için kullanılmaktadır. 

Meflokin bazlı sıtma tedavisinin başlıca ilacı Lariam adıyla pazarlanmaktadır.

Meflokin direncinin prevalansına bağlı olarak 15-25 mg / kg’lık bir doz önerilir. Artan doz, özellikle küçük çocuklarda çok daha yüksek düzeyde hoşgörüsüzlük ile ilişkilidir. Ayrıca ilaç kusma ve özofajite neden olur. Hamilelikte kullanımı uygun bulunmaktadır. 

Mefloquine, yan etkiler nedeniyle yalnızca altı aya kadar alınabilir. 

Atovakuon

Atovaquone, proguanil ile birlikte kullanılabilir. Yolcular tarafından profilakside yaygın olarak kullanılır ve gelişmiş ülkelerde falciparum sıtmasının tedavisinde kullanılır. Mepron adı altında pazarlanmaktadır.

Primaquine

Primaquine , P. falcipaum gametocytes’e karşı etkili olan, ancak aynı zamanda kan dolaşımındaki merozoitler ve P. vivax ve P. ovale’nin uykuda olan hepatik formları olan hipnozoitler üzerinde etkili olan oldukça aktif bir 8-aminokinolondur. Hem tekrarlayan sıtma enfeksiyonlarını hem de akut vakaları tedavi ettiği bilinen tek ilaçtır. Etki mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır ancak Plasmodia’da oksidatif metabolizmayı bloke ettiği düşünülmektedir. Metilen mavisi ile de kombine edilebilir.

P. vivax ve P. ovale’de nüksün önlenmesi için 14 gün 0.15 mg / kg verilmelidir. P. falciparum enfeksiyonlarında gametositosidal bir ilaç olarak yedi gün sonra tekrarlanan tek bir 0.75 mg / kg doz yeterlidir. Bu tedavi yöntemi, yalnızca başka bir etkili kan şizonti öldürücü ilacı ile birlikte kullanılır. Primakinin anoreksi, mide bulantısı, kusma, kramplar, göğüs güçsüzlüğü, anemi, miyeloid aktivitenin bir miktar baskılanması ve karın ağrılarına neden olabilir. Aşırı doz durumunda granülositopeni meydana gelebilir.

Artemisinin

Artemisinin çok hızlı bir etkiye sahiptir ve tedavi edilen akut hastaların büyük çoğunluğu tedaviyi aldıktan sonraki 1-3 gün içinde önemli iyileşme gösterir. Şu anda tüm sıtma ilaçlarının içerisinde hastalığın en hızlı temizlenmesini göstermiştir. Esas olarak trofozit fazında kullanılır ve etki eder, böylece hastalığın ilerlemesini önler. Yarı sentetik artemisinin türevlerinin (örneğin artesunate, artemether) kullanımı ana bileşiğe göre daha kolaydır ve vücutta bir kez hızla aktif bileşik dihidroartemesinin haline dönüştürülür.Tedavinin ilk gününde genellikle 20 mg / kg verilir ve daha sonra doz sonraki altı gün boyunca günde 10 mg / kg’a düşürülür. Artemesinin kullanımıyla ilişkili az sayıda yan etki vardır. Bununla birlikte, az sayıda hasta baş ağrısı, bulantı, kusma, anormal kanama, koyu renkli idrar, kaşıntı ve bazı ilaç ateşi bildirmiştir.

Halofantrin

Halofantrin, 1960’larda geliştirilen nispeten yeni bir ilaçtır. Kimyasal olarak Kinin ile ilgili olan bir fenantren metanoldür ve tüm Plasmodium parazitlere karşı etkili bir kan şizontisiti görevi görür. Etki mekanizması diğer sıtma önleyici ilaçlara benzerdir. Sitotoksik kompleksler, plazmodiyal membran hasarına neden olan ferritoporfirin XI ile oluşturulur . İlaca dirençli parazitlere karşı etkili olmasına rağmen halofantrin, yüksek maliyeti nedeniyle sıtmanın tedavisinde (profilaktik veya terapötik) yaygın olarak kullanılmamaktadır. Çok değişken biyoyararlanıma sahiptir ve potansiyel olarak yüksek kardiyotoksisiteye sahip olduğu gösterilmiştir. Halen faydalı bir ilaçtır ve kalp hastalığı olmadığı bilinen ve şiddetli ve dirençli akut sıtmadan muzdarip hastalarda kullanılabilir. 

Klinik dönem süresince altı saatlik aralıklarla üç doz halinde 8 mg / kg halofantrin verilmesi önerilir. Kullanımı destekleyen ve iyi tolere edildiğini gösteren verilere rağmen 10 kg’ın altındaki çocuklar için önerilmez. En sık görülen yan etkiler mide bulantısı, karın ağrısı, ishal ve kaşıntıdır. 

Lumefantrin

Lumefantrin, bazı kombinasyon antimalaryal rejimlerde kullanılan halofantrin ile benzer etki mekanizmasına sahip bir ilaçtır.

Doksisiklin

Etkinliği ve ucuzluğu nedeniyle reçete edilen daha yaygın antimalaryal ilaçlardan biri olan doksisiklin, oksitetrasiklinden türetilen bir tetrasiklin bileşiğidir. Tetrasiklinler, geliştirilen en eski antibiyotik gruplarından biridir ve birçok enfeksiyon türünde hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Doksisiklin esas olarak klorokin direncinin olduğu alanlarda kemoprofilaksi için kullanılır. Dirençli P. falciparum vakalarını tedavi etmek için kinin ile kombinasyon halinde de kullanılabilir, ancak akut sıtmada çok yavaş bir etkiye sahiptir ve monoterapi olarak kullanılmamalıdır.

Akut vakaları tedavi ederken ve kinin ile kombinasyon halinde verildiğinde; yedi gün boyunca günde 100 mg doksisiklin verilmelidir. Profilaktik tedavide, sıtmaya maruz kalma sırasında her gün 100 mg (yetişkin dozu) doksisiklin verilmelidir.

En yaygın görülen yan etkiler, kalıcı mine hipoplazisi, kemik büyümesinin geçici depresyonu, gastrointestinal rahatsızlıklar ve bazı artan fotosensitivitedir. Kemik ve diş büyümesinin etkisinden dolayı 8 yaş altı çocuklarda, hamile veya emziren kadınlarda ve bilinen karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda kullanılmaz.

Klindamisin

Klindamisin, dirençli P. falciparum enfeksiyonlarının akut vakalarının tedavisinde profilaktik olarak sadece kinin ile kombinasyon halinde kullanılır . Diğer antibiyotik alternatiflerinden daha toksik olması nedeniyle sadece Tetrasiklinlerin kontrendike olduğu durumlarda (örneğin çocuklarda) kullanılır.

Klindamisin, beş gün boyunca günde dört kez 300 mg doz olarak (yetişkinlerde) kininle birlikte verilmelidir. Klindamisin alan hastalarda kaydedilen tek yan etki mide bulantısı, kusma ve karın ağrıları ve kramplardır. Ancak ilacı alırken bol miktarda su ve yiyecek tüketerek bunlar hafifletilebilir. 

Cem Mersinli, yazılım alanındaki eğitimini 2005 yılında Ege Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Sağlık sektörü ve sağlık hizmetleri pazarlaması özel ilgi ve uzmanlık alanları arasında yer almaktadır. Sağlık alanında literatür incelemeleri ve bilimsel çalışmaların takibini yaparak, konsultasyon.net üzerinde güncel içeriklerin paylaşımını planlamaktadır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here