Ketozis Nedir?

Ketozis, kanda yüksek oranda keton bulunan metabolik bir durumdur. Glikoz, vücuttaki birçok hücre için tercih edilen enerji kaynağıdır. Vücut enerji üretmek için yeterli glikoza sahip olmadığında, enerji elde etmek için depolanmış yağları yakar. Bu, vücutta keton adı verilen asitlerin birikmesine neden olur.

Ketozis, çoğunlukla ketojenik ve çok düşük karbonhidratlı diyetlerle ilişkilidir. Ayrıca hamilelik, bebeklik, oruç ve açlık sırasında da oluşur.

Ketojenik diyet gibi düşük karbonhidrat, yüksek yağ içeren bir diyet uygulayarak ketozise girebilirisiniz. Ketozun başlaması için genellikle günde 50 gramdan az ve bazen günde 20 gram kadar az karbonhidrat yemeniz gerekir . Ancak ketozise girmeniz için gerekli karbonhidrat alımı kişiden kişiye değişir.

Çok düşük karbonhidratlı bir diyet uygularken, insülin hormonu seviyeleri düşer ve vücut yağ depolarından büyük miktarlarda yağ asitleri salınır.

Bu yağ asitlerinin çoğu karaciğere taşınır, burada oksitlenir ve ketonlara dönüştürülür. Üç farklı keton türü mevcuttur. Bunlar, asetoasetat, 3-hidroksibütirat (β-hidroksibütirat) ve metabolize olmayan bir yan ürün olan asetondur. Bu moleküller vücut için enerji sağlayabilir.

Yağ asitlerinin aksine, ketonlar kan-beyin bariyerini geçebilir ve glikoz yokluğunda beyne enerji sağlayabilir. Beynin tek enerji kaynağının glikoz olduğuna dair çok yaygın bir yanlış bilgi vardır. Oysaki beyin enerji kaynağı olarak ketonları kullanabilir.

Ketoziste olduğunuzu gösteren belirtiler

Ketoziste olduğunuzu anlayabileceğiniz belirtiler aşağıda listelenmektedir.

  • Nefes kokunuz : Ketoziste olan kişilerin gözlemleyebildikleri ilk değişiklik nefes kokularında olur. Nefes kokunuz genellikle aseton kokusu ve bazen meyvemsi bir koku olarak nitelendirilir. Nefesin aseton gibi kokmasının nedeni vücuttaki keton cisimlerinin metabolize olarak asetona dönüşmesi ve bunun nefes yoluyla atılmasıdır.
  • Kilo kaybı : Ketoziste olan kişiler hızlı bir kilo kaybı yaşar. Bunun nedeni kısıtlı karbonhidrat alımından dolayı vücudun hızla su kaybetmesi ve ardından yağ yakımı ile kilo verme sürecinin devam etmesidir.
  • Keton seviyelerinde değişim : Ketoziste olduğunuzu anlamanın en kesin yolu kan keton düzeylerine bakmaktır. 1.0 mmol/L – 3.0 mmol/L kan keton seviyeleri ketoziste olduğunuzu doğrulamanız için yeterli seviyelerdir. Ancak, ketojenik diyetle elde etmek istediğiniz, terapötik hedefleriniz (insülin direnci, epilepsi v.b) mevcutsa kan keton seviyenizin 5.0 mmol/L civarında olması istenir. Keton seviyenizdeki değişikliği ölçmenin daha sık uygulanan yöntemi idrar stripleridir. İdrar stripleri şu şekilde çalışır. Strip idrar numunesine batırılır, yaklaşık bir dakika idrar numunesi ile temas etmesi sağlanır ve daha sonra stribin üzerindeki renkler, kutunun üzerinde yer alan renk skalası ile karşılaştırılır. Buradaki renklere göre keton seviyeniz hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca nefesteki aseton kokusunu ölçerek çalışan keton ölçerlerde mevcuttur. Ancak güvenilirliği kan ve idrar testine göre daha düşüktür.
  • İştah değişiklikleri : Ketojenik diyet uygulayan kişilerde, iştah azalması sık rastlanan bir durumdur. Bu durumla ilgili iki görüş mevcuttur. Bunlar, düşük karbonhidrat ve yüksek yağ alımına bağlı olarak açlık hormonlarının değişiminin ve enerji olarak keton kullanımının bu mekanizma üzerinde etkili olduğu da düşünülmektedir.
  • Dikkat ve konsantrasyon seviyelerinde artış : Ketozise girdiğinizde, beynin büyük bir kısmı glikoz yerine ketonları enerji kaynağı olarak kullanmaya başlar. Bunun düzgün çalışmaya başlaması birkaç gün veya birkaç hafta sürebilir. Ketonlar beyniniz için son derece güçlü bir yakıt kaynağıdır. Bu konuyla ilgili, beyin hastalıklarını ve hafıza kaybı gibi durumları tedavi etmek için birçok tıbbi çalışma yapılmıştır. Bu nedenle, uzun süreli ketojenik diyet yapanların sıklıkla artan bilişsel performans ve beyin işlevlerinde gelişme bildirmeleri sık rastlanan bir durumdur.
  • Ketoflu : Ketoflu, ketozise giriş sürecinde, uykusuzluk, halsizlik, düşük enerji, yorgunluk, sindirim sorunları gibi semptomların ortaya çıkmasına sebep olan durumdur. Bu durumu, vücudun yeni bir enerji kaynağı kullanmaya başlama sürecindeki adaptasyon problemi olarak düşünebiliriz. Bu semptomların tamamı geçicidir. Genellikle birkaç gün içinde gerileyip, ortadan kalkar. Ketoflu, ketozis yolunda emin adımlarla ilerlediğinizin iyi bir göstergesidir.

Ketozisin faydaları

Ketozis ve ketojenik diyet üzerinde en fazla araştırma yapılan metabolik süreç ve beslenme protokollerinden biridir. Yapılan araştırmalar, ketozisin aşağıdaki durumlarda faydalı olduğunu göstermektedir.

  • Metabolik sendrom
  • İnsülin direnci
  • Tip 2 diyabet
  • Akne
  • Epilepsi
  • Kanser
  • Polikistik over sendromu (PCOS)
  • Alzheimer
  • Parkinson
  • Lou Gehrig hastalığı
  • Kalıtsal metabolik hastalıklar

Ketozis ve ketoasidoz arasındaki farklar

Ketozis sıklıkla ketoasidoz karıştırılmaktadır. Ketozis, kontrollü bir süreçken, ketoasidoz genellikle metabolik bir hastalığa bağlı olarak, aniden ortaya çıkan ve acil müdahale gerektiren ciddi bir durumdur.

Ketoasidozda, kan dolaşımı aşırı yüksek seviyelerde glikoz ve ketonlarla dolup taşar. Bu olduğunda, kan ciddi şekilde zararlı olan asidik hale gelir. Ketoasidoz en sık kontrolsüz tip 1 diyabet ile ilişkilidir. Daha az yaygın olmasına rağmen, tip 2 diyabetli kişilerde de ortaya çıkabilir.

Ek olarak, şiddetli alkol kullanımı ketoasidoza neden olabilir.

Cem Mersinli, yazılım alanındaki eğitimini 2005 yılında Ege Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Sağlık sektörü ve sağlık hizmetleri pazarlaması özel ilgi ve uzmanlık alanları arasında yer almaktadır. Sağlık alanında literatür incelemeleri ve bilimsel çalışmaların takibini yaparak, konsultasyon.net üzerinde güncel içeriklerin paylaşımını planlamaktadır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here