T Hücreli Prolenfositik Lösemi (T-PLL)

T hücreli prolenfositik lösemi (T-PLL), olgun T hücrelerinin (T lenfositleri) kontrol dışı büyümesi ile karakterize edilen, son derece nadir ve tipik olarak agresif bir lösemi türüdür. T hücreli prolenfositik lösemi, tüm lenfositik lösemilerin yaklaşık %2’sini oluşturur. Genellikle 30 yaşın üzerinde görülür, ortalama tanı yaşı 60-65 civarındadır. Erkeklerde, kadınlardan daha fazla görülür.

T hücreleri, vücudu enfeksiyonlardan koruyan bir tür beyaz kan hücreleridir. T hücresinin genlerindeki anormal değişiklikler (mutasyonlar) normal, sağlıklı bir T hücresinin kanser hücresine dönüşmesine neden olabilir. Bu mutasyon sonucunda, hastalıklı hücre ölmesi gereken zamanda ölmez, bölünmeye ve çoğalmaya devam eder. Bu bölünen hücreler aynı kusura sahip oldukları için lösemi hızla ilerler.

T hücreli prolenfositik lösemi belirtileri

T hücreli prolenfositik löseminin yaygın belirtileri ve semptomları şunları içerir:

  • Lenf bezlerinin şişmesi (lenfadenopati)
  • Karaciğer büyümesi (hepatomegali)
  • Dalak büyümesi (splenomegali)
  • Gece terlemeleri ve kilo kaybı
  • Deri lezyonları veya döküntü
  • Lökosit yüksekliği
  • Anemi
  • Düşük trombosit sayısı (trombositopeni)

Yukarıda sayılanların sonuçları olarak, halsizlik, ağrı, şişkinlik, sık enfeksiyonlar, kolay morarma gibi şikayetler ortaya çıkabilir.

T hücreli prolenfositik lösemi teşhisi

T hücreli prolenfositik lösemi teşhisinde, bu hastalığı taklit edebilecek, aşağıdaki seçeneklerin hızla ekarte edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda sayılan hastalıkların doğru bir şekilde ekarte edilmesi için, hastaya ait kan ve kemik iliği örneklerinin deneyimli bir hematopatolog tarafından incelemesi ve yorumlaması önemlidir. Hematopatolog, kan ve kemik iliği gibi dokuları incelemek ve hematolojik hastalıkları teşhis etmek konusunda uzmanlaşmış bir doktordur.

T hücreli prolenfositik lösemiyi teşhis etmek için kullanılan testler şunları içerir:

  • Tam kan sayımı
  • Periferik kan yayması
  • Kemik İliği biyopsisi / aspirasyonu
  • İmmünofeotipleme / flow sitometri
  • Karyotipleme veya FISH ile sitogenetik
  • Moleküler testler

Tanıda morfolojik olarak, sitoplazmik kabarcıklara sahip bazofilik prolenfositler gözlemlenir. 

Genellikle immünofenotipleme ile TCL1 pozitif saptanır. Vakaların % 60’ında immünofenotip CD4+ / CD8, % 25’inde CD4 + / CD8+ immünofenotip ve vakaların% 15’inde CD4- / CD8+ immünofenotip mevcuttur.

Genetik olarak en sık görülen kromozomal anormallik, kromozom 14’ün, özellikle inv 14’ün (q11; q32) ters dönmesidir. Bu, vakaların % 80’inde bulunur. Vakaların %10’u, kromozom 14’ün (t (14; 14) (q11; q32)) karşılıklı translokasyonunu gösterir.

Ayrıca, idik (8p11), t (8; 8) (p11-12; q12) ve trizomi 8 dahil olmak üzere hastaların yaklaşık % 75’inde kromozom 8 anormallikleri görülür. 

T hücreli prolenfositik lösemi tedavisi

T hücreli prolenfositik lösemili hastaların çoğu acil tedavi gerektirir. Uygulanan tedavi seçenekleri aşağıda listelenmektedir.

İzle ve Bekle

Tanı anında semptomları olmayan t hücreli prolenfositik lösemi hastaları için, “izle ve bekle” yaklaşımı uygulanabilir, yani tedavi, hastalığın belirti ve semptomları görülene kadar ertelenir. T hücreli prolenfositik lösemi hızla ilerleyebildiğinden, hastalık ilerlemeye başlarsa tedaviye başlanabilmesi için sıklıkla kan testleriyle izleme gereklidir. Doktorunuz gerekli kontroller için aylık veya 3 aylık periyotlarla sizi görmek isteyecektir.

İlaç tedavisi

Daha tipik olarak, t hücreli prolenfositik lösemili hastalar agresif bir klinik tabloya sahiptir ve hastalık genellikle geleneksel kemoterapiye dirençlidir ve hızla ölümcül olabilir. Bu yüzden tedaviye hızla başlanması gereklidir ve tedaviler aşağıdaki seçenekleri içerir.

  • Alemtuzumab (Campath®)
    • Bu ilaç, hasta ve hastalığa bağlı olarak tipik olarak 4-8 ​​hafta boyunca haftada 3 kez verilir.
  • İntravenöz alemtuzumab + pentostatin (Nipent®)
  • FMC [(fludarabin (Fludara®), mitoksantron (Novantrone®), siklofosfamid (Cytoxan®)] ardından intravenöz alemtuzumab
  • Nelarabine (Arranon®) bazen t hücreli prolenfositik lösemiyi tedavi etmek için kullanılabilir.

Hematopoetik kök hücre nakli

İlk ilaç tedavisinden sonra remisyon elde eden hastalarda , bir donörden alınan kök hücre kullanılarak allojenik kök hücre nakli, potansiyel bir tedavi sunabilecek tek tedavi seçeneğidir. Kök hücre nakli, ilk tedavilerine yanıt vermiş daha genç, daha sağlıklı hastalarda düşünülebilir. T hücreli prolenfositik lösemili birçok hasta bu kadar yoğun bir tedavi için yeterince uygun değildir, ancak son yıllarda azaltılmış yoğunluklu tedavi rejimlerinin uygulamaya konulması bu tedavi seçeneğini daha fazla hasta için kullanılabilir hale getirmiştir.

T hücreli prolenfositik lösemi prognozu

T hücreli prolenfositik lösemili, son derece nadir görülen ve çok agresif bir hastalıktır. Alemtuzumab gibi daha iyi tedavilerin yakın zamanda kullanılmaya başlanmasından önce, ortalama yaşam süresi 7.5 ay civarındaydı. Ancak alemtuzumab gibi yeni nesil ilaçların kullanımı ve kök hücre naklindeki başarılar sonucunda 5 yılı aşan yaşam süreleri bildirilmeye başlanmıştır.

Cem Mersinli, yazılım alanındaki eğitimini 2005 yılında Ege Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Sağlık sektörü ve sağlık hizmetleri pazarlaması özel ilgi ve uzmanlık alanları arasında yer almaktadır. Sağlık alanında literatür incelemeleri ve bilimsel çalışmaların takibini yaparak, konsultasyon.net üzerinde güncel içeriklerin paylaşımını planlamaktadır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here